Mutluluk

Bugün ki yazımda ele aldığım konumun başlığını yukarıda yazdığım gibi “MUTLULUK “ üzerine, en çok aradığımız ve ona yaklaştıkça uzaklaştığımız mutluluğumuz üzerine.

Son zamanlarda en çok ihtiyacımız olan şey Mutluluk. Hep uzaklardadır mutluluk, erişilmezdir, çünkü mutlu olmayı hak etmiyoruzdur. Etrafımızda kendimizde dahil olmak üzere herkes mutsuzdur. Oysa ki  “Mutluluk” hiç de öyle uzaklarda değil. Sadece biz onun farkında değiliz bundan dolayı da Mutluğu hep yanlış yerde aramışızdır.

Mutluluk deyince insanlar hayatları boyunca bir şeylere ulaşmak için, bir şeyleri var etmek için koşturup durmaktadır. Kendimizi şu olursa mutlu olacağım, bu olursa mutlu olacağım diye kendimizi avutuyor, bir şekilde hayata tutunmaya çalışıyor ve hayata böylelikle geç kalıyoruz.

Mutluluk nedir, bu soruyu hiç kendinize sordunuz mu?  İlla ki bir şeylere sahip olduğumuzda mı mutlu olacağız. Koyduğumuz hedeflere ulaştığımızda Mutlu, ulaşamadığımızda ise Mutsuz mu olacağız? Maalesef bize öğretilen budur. Çocukluğumuzdan beri bulunduğumuz sosyal çevre olsun, ailemiz olsun, okul hayatımızda öğretmenlerimiz olsun, hep bir şeyleri başardığımızda ya da elde ettiğimiz de mutlu olabileceğimizi öğretmişlerdir. Oysa bu sadece başarmanın veya elde etmenin hazından başka bir şey değildir. Başarmak istediğimiz şeye ulaştığımızda o an ki mutluluk sadece hazdan ibarettir. Gerçek mutluluk gelip geçici bir duygu değildir. Gerçek mutlulukta elde ettiğimiz şeye kavuştuğumuz andan itibaren hemen yeni başka bir şeye yönelmez, yeni bir şeyin peşine düşmeyiz, o elde ettiğimiz şeyin mutluğunu her daim yaşarız.  Fakat yaşamıyoruz, mesela diyelim ki yeni bir araba istiyorsunuz ve bir yıl sonra istediğiniz o yeni arabayı aldınız. Ne oldu? Üç gün ya da bir hafta ya da bir ay her arabanıza bindiğinizde mutluluk duydunuz. Gözlerinizin için parladı, kalbinizin atışı değişti. Sonra, zamanla alıştınız yeni arabanıza ve o ilk günlerde hissettiğiniz hiçbir duygu, heyecan, mutluluk kalmadı sizde. Neden? Çünkü o bir hedefti ve o hedefe ulaştığınız an o durumdan aldığınız haz size mutlu olmuş duygusu verdi. Bazen de çevremizde bulunan insanların davranışlarına göre mutlu ya da mutsuz oluruz. Neden? Çünkü karşımızdaki kişi bize iyi davrandığında biz kendimizi değerli hissederiz, aksi davranışta bulunduğunda ise, değersiz hissederiz ve mutsuz oluruz.  Kısacası mutluluğumuzu ve mutluluk algımızı hep dış etkenlere bağlayarak bir beklenti içerisine girmekteyiz.  Oysaki bir beklenti içeresinde olduğumuz sürece hiçbir zaman gerçek mutluğu yaşamayız, Mutluluklarımız sadece anlık hazlarımızdan oluşur.

Neşemiz, mutluğumuz tamamen bize bağlı bir durumdur. Hiç kimse ya da hiçbir olay sizi mutlu ya da mutsuz edemez. Önemli olan sizin bu durumun farkında olmanız. Düşüncelerimiz ne kadar fark eder ve onları ne kadar iyi yönete bilirsek her an mutluyuzdur aslında. İçimizdeki kavgayı kendimizle ile ilgili düşüncelerimizi ne kadar düzenler ve gereksiz beklentilerden ne kadar uzaklaşırsak o kadar mutluyuzdur. Mutluluk birinin size karşı davranışı veya herhangi bir şeyin olması ile bağlantılı bir durum değildir. Mutluluk tamamen içsel bir olgudur. İçinize dönüp kendinizi keşfettiğinizde mutluğun aslında kendiniz olduğunu fark edeceksiniz.

Mutluluk ve Sevgiyle kalın;

Sevgi Boz

Enerji ve Nefes Koçu

www.sevgiboz.com

intagram.com/sevgiboz_

Kaynak: Mutluluk