MELEKLER GİTTİ, ZALİMLER KALDI

Bir Cansel vardı hatırlıyor musunuz?  Asansöre binmeden önce elleri vücuduna doğru çekilmiş, bacakları ürke ürke basıyordu yere. Hiç unutmuyorum. Kendi canına kıymadan önceki son anlarıydı.

Değer Deniz vardı, sevgilisi Değer’in sözleri ‘erkekliğine’ dokunduğunu söyleyip evinde önce cinsel saldırı sonra da katliam yaptı. Değer’in kardeşi, kardeşine yapılan işkenceleri öğrenmenin derdine düşmüştü. Düşünebiliyor musunuz kardeşinizin ölümünü bir kenara koyup, işkence türlerini öğrenmeye çalışıyorsunuz.

Ağrı’daki Melek’i unutmak ne mümkün.. Hani tuvalete bağlamışlardı, açlıktan öldürüp delirtmişlerdi. Hiç bir canlıya yakışmayan bir muameleyle bağırta bağırta öldürmüşlerdi. Cenazesini de kadınlar taşımışlardı. İsmi ile özdeş bu kadının internete adı yazılınca son hali çıkıyor. Ben bakamıyorum ama bakanlar gözlerini kısıyor, içlerinin acıdığını söylüyor. Bir coğrafyada doğup sizin dışınızda gelişen her kötülüğün faturasını çeken bir kadın olarak toprağın içine emilip gidiyorsunuz.

Özgecan’ı elbette unutmuyorum. Başka simge isimler de var. Sema Karakoca’nın göğsünü yarıp rahmini aldıkları cesedinin bulunması ve unutulması bunlardan sadece biri. Bir sapkın düşünün, birine tecavüz ediyor, sonra öldürüyor, yarıyor, kesiyor , biçiyor ve rahmini aldırıyor.

Sonra araya küçük çocuk yüzleri ve isimleri de karıştı. 2015-2016 yılları bu olayların tavan yaptığı yıllardır. Kamuoyunda sosyal medyanın da kullanımıyla her şey bir başka algılanıyordu. Daha bir sayfa ile tepkilerin geciştirilmediği zamanlardı.

Eşini 20 balta darbesiyle parçalayarak öldüren Aydemir Gürbüz, ‘hak etti’ dedi.

6 yaşındaki Gizem’i babasının kuzeni iddiaya göre defalarca kez tecavüz ederek öldürdü, ormana attı cesedini.

Fatma Nur evine  internet kurmaya gelen birisi tarafından koli bandı ile eli ayağı bağlanıp tecavüz edildi.

17 aylık bebeğe, 3 kişi tecavüz ettiler, çocuğun beyninde ödem çıktı. Sonra da yüce Türk mahkemelerinde ifade verdiler. Dediler ki, ‘ çok tatlıydı, kucağımıza oturuyordu..’

Bir engelli kıza babası tarafından bir sapığın düzenli istismarına göz yumuldu, polis işin içine girince, babası; ‘para veriyordu bize..’ dedi.

Hüseyin Üzmez’i belki beddular öldürdü, ya geride kalanlar? Aramızda dolaşanlar?

Toplu taşıma aracında size vurmayı falan rahatça göze alan insan psikolojisinden her şeyi bekleyebilirsiniz. Suç, önceden geliyorum diye haber vermiyor. Şiddet, profile sığdırılan ve bu adamlar ileride suç işleyen diyecek bir şey değil.

Geçen gün Helin’i katletti biri. Gitti internetten silah aldı, geldi ve kızı vurdu gitti.

Bu kadar.

Annesinin dokuz ay karnında taşıdığı, bin bir çileyle büyüttüğü, bakmalara kıyamadığı, babasının okutmaya çalışırken belki ömrünü adadığı gül gibi bir kız çocuğunu , beraberinde bir aileyi alıp götürdü.

Türkiye’de, aramızda, çok iyi gözlemlediğim bir kesim var. Asla haber izlemiyorum, moralim bozuluyor diyenler. Bu haberleri ve olanları en çok sizin görmeniz gerekiyor. Buna morali bozulup tepki veren insanların olduğu yerden başlayarak düzelebilir bir şey. Aksi halde diğerleri zaten bundan etkilenmiyor. Sizin dershaneye yollarken bile tedirgin olduğunuz çocuklarınız  var artık. Bir yere gitmesine izin verseniz suç, vermeseniz ayrı bir suç. Kız babaları, kız anneleri ayrı bir gergin. Nasıl olmasınlar? Ortalık sapkın dolu.

Seveceksiniz çocuklarınızı. Daha çok seveceksiniz. Her zamankinden çok seveceksiniz. Evden çıkarken sırtını sıvazlayacaksınız. Birey olduğunu daha iyi anlatacaksınız. Değerli olduğunu anlatacaksınız. Başka biri sahte aşk furyasına onu inandırmadan siz seveceksiniz. Ne olursa olsun ne yaşanırsa yaşansın, çarenin sizde olduğunu fark ettireceksiniz.

Önemli. Hem de çok.

Yaşanan olaylara tek tek bakın. Hepsinin temelinde sevgisizlik var. Kız çocukları çok sevildiğini sanarak gidiyor o ortamlara, insanlara.. Sanıyorlar ki dünyayı onlar için durduracak ve tamamen ondan oluşan bir evren yaratacak. Toplumun korkunç bir hal aldığı zamanlarda, ne kimseye güvenebiliyor aileler, ne de bir an olsun içleri rahat ediyor. Her vahim olayın sonrasında da ahlak ve din üzerinden bunu yargılayanlar var aramızda.

Ne acı değil mi? Elinizle, parmak ucunuzla bir ailenin namusunu, yarasını deşip, bir çocuğu yargılayabiliyorsunuz. 7- 17 olsa da fark etmez, gelişimini tamamlamayan her canlı çocuktur. Çocukları yargılayamazsınız, aksine seveceksiniz. Başka yolu yok.

Sevgiyi yuvasında alan hangi kuşun, yemini ya da yiyeceğini  bulduktan sonra annesine babasına uçmadığını gördünüz?

Kaynak: MELEKLER GİTTİ, ZALİMLER KALDI
MELEKLER GİTTİ, ZALİMLER KALDI MELEKLER GİTTİ, ZALİMLER KALDI Reviewed by Bursa Haberleri on Ekim 31, 2017 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Facebook

Tüm Hakları Saklıdır. Blogger tarafından desteklenmektedir.